Kayıtlar

Aralık, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ve Der ki Neyzen Tevfik

Resim
Sanmayın sadakatle serdeylerim sanatımı, Ney elimde suyu durmuş kuru musluk gibidir. Bezm-i meyde süfehanın saza meftun oluşu; Nazarımda su içen eşeğe ıslık gibidir. VE DER Kİ NEYZEN TEVFİK Hicran kucağında tuttuğun sırdaş, Çağlamış, bulanmış, durulmuş olsun, Sözüne, sazına güven de yanaş, Kulağı ezelden burulmuş olsun. Boş kafa gezdiren seyyahlar gibi Keşkülünün delik çıkmasın dibi, Arifden anlasın seçsin garibi, Hakikat yolunda yorulmuş olsun. Taban tepmiş olan gam kervanında, Dostunu konuklar tatlı canında, Koçlar gibi duran pir meydanında, Aslanlar yurdunda kurulmuş olsun. Gel dese de bakma nakes aşına, Bir fırsat arar da kakar başına, Dostun namert dehrin mihenk taşına, Felaket pazarın da vurulmuş olsun. Duysun aşkın elindeki rebabı, Okusun alnında çille kitabı, Neyzen gibi günahının hesabı , Mezara girmeden sorulmuş olsun.

Kime Ne?

Resim
Ben melamet hırkasını kendim giydim eğnime Ar ü namus şişesini taşa çaldım kime ne? Haydar Haydar taşa çaldım kime ne? Sofular haram demiş, bu aşkın şarabına Ben doldurur ben içerim, günah benim kime ne? Haydar Haydar günah benim kime ne? Kah çıkarım gökyüzüne, seyrederim alemi Gah inerim yeryüzüne, seyreder alem beni Haydar Haydar seyreder alem beni Gah giderim medreseye, ders okurum Hak için Gah giderim meyhaneye, dem çekerim aşk için Haydar Haydar dem çekerim aşk için Nesimi'ye sormuşlar, yarin ile hoş musun? Hoş olayım olmayayım, o yar benim kime ne? Haydar Haydar o yar benim kime ne? Aşık Nesimi

Demedimmi demedimmi

Resim
Demedimmi demedimmi Güzel aşk cevrimizi Çekemezsin demedim mi Bu bir rıza lokmasıdır Yiyemezsin demedim mi Yemeyenler kalır naçar Gözlerinden kanlar saçar Bu bir demdir gelir geçer Duyamazsın demedim mi Bak şu aşkın haline Ne gelse söyler diline Can ü başı Hak yoluna Koyamazsın demedim mi Aşıklar harabat olur Hak yanında hürmet bulur Muhabbet baldan tatl’olur Doyamazsın demedim mi Girelim Ali serine Çıkalım meydan yerine Küfrümüz iman yerine Sayamazsın demedim mi Pir Sultan’ım der Şah’ımız Hakk’a ulaşır rahımız On’ki imam katarımızŞu Kanlı Zalimin Ettiği İşler Şu kanlı zalimin ettiği işler Garip bülbül gibi zâreler beni Yağmur gibi yağar başıma taşlar Dostun bir fiskesi pareler beni Dar günümde dost düşmanım bell'oldu On derdim var ise şimdi ell'oldu Ecel fermanı boynuma takıldı Gerek asa gerek vuralar beni Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz Hak'tan emrolmazsa ırahmet yağmaz Şu ellerin taşı hiç bana değmez İlle dostun gülü yar

Mahpushane Türküsü

Resim
Başın öne eğilmesin Aldırma gönül aldırma Ağladığın duyulmasın Aldırma gönül, aldırma Dışarda deli dalgalar Gelip duvarları yalar Seni bu sesler oyalar Aldırma gönül, aldırma Görmesen bile denizi Yukarıya çevir gözü Deniz dibidir gökyüzü Aldırma gönül, aldırma Dertlerin kalkınca şaha Bir sitem yolla Allah'a Görecek günler var daha Aldırma gönül, aldırma Kurşun ata ata biter Yollar gide gide biter Ceza yata yata biter Aldırma gönül, aldırma Sabahattin Ali

Kıskanırım (Mühür Gözlüm)

Resim
Mühür gözlüm seni elden Sakınırım kıskanırım Uçan kuştan esen yelden Sakınırım kıskanırım Kavumundan akrabandan Kardeşinden öz babandan Seni doğuran anandan Sakınırım kıskanırım Beşikte yatan kuzundan Hem oğlundan hem kuzundan Ben seni senin gözünden Sakınırım kıskanırım Havadaki turnalardan Su içtiğim kurnalardan Geyindiğim sırmalardan Sakınırım kıskanırım Al'İzzeti ancalardan Elindeki goncalardan Yerdeki karıncalardan Sakınırım kıskanırım Güzeldir Güzele bakması çok sevap derler Güzellere güzel bakmak güzeldir Güzel yar sevenler cennetlik olur Güzelinen yola gitmek güzeldir Güzelin gün doğar güzel kaşında Güzelin inci var güzel dişinde Gü

Uzun ince bir yoldayım

Resim
Uzun ince bir yoldayım Gidiyorum gündüz gece Bilmiyorum ne haldeyim Gidiyorum gündüz gece Dünyaya geldiğim anda Yürüdüm aynı zamanda İki kapılı bir handa Gidiyorum gündüz gece Uykuda dahi yürüyom Kalmaya sebeb arıyom Gidenleri hep görüyom Gidiyorum gündüz gece Kırkdokuz yıl bu yollarda Ovada dağda çöllerde Düşmüşüm gurbet ellerde Gidiyorum gündüz gece Şaşar Veysel işbu hale Gah ağlayan gahi güle Yetişmek için menzile Gidiyorum gündüz gece Yazar : AŞIK VEYSEL DELİ GÖNÜL DEĞME ÇAYDAN BULANMAZ Puan Ver : Deli gönül değme çaydan bulanmaz Coşarsa dalgası kendinden olur Derdsiz aşık diyar diyar dolanmaz Gezdirir kavgası kendinden olur Gönüle delidir demiştik baştan Üşenmez borandan ıslanmaz yaştan Boğulmaz denizden yenmez ateşten Ateşi kor közü kendinden olur Gönül bir deryadır dalgası dinmez Her güzele meyil verip dost denmez Taşıma su ile değirmen dönmez Dökülür çarka su kendinden olur Yüce dağlar ova gibi düzlenmez Veysel muhannetten kerem gözlenmez Tilki gölgesine arslan gizlenmez Yiğidi

Aşkın Aldı Benden Beni

Resim
Aşkın aldı benden beni Aşkın aldı benden beni bana seni gerek seni Ben yanarım dün ü günü bana seni gerek seni Ne varlığa sevinirim ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum bana seni gerek seni Aşkın aşıklar öldürür aşk denizine daldırır Tecelli ile doldurur bana seni gerek seni Aşkın şarabından içem Mecnun olup yola düşem Sensin dün ü gün endişem bana seni gerek seni Sufilere sohbet gerek Ahilere ahret gerek Mecnunlara Leyla gerek bana seni gerek seni Eğer beni öldüreler kulum göğe savuralar Toprağım anda çağırır bana seni gerek seni Cennet dedikleri ne ki bir kaç köşkle birkaç huri İsteyene ver onları bana seni gerek seni Yunus-durur benim adım gün geçtikce artar ödüm İki cihanda maksudum bana seni gerek seni ŞOL CENNETİN IRMAKLARI Şol Cennetin ırmakları Akar Allah deyu deyu. Çıkmış İslam bülbülleri Öter Allah deyu deyu. Salınır tuba dallarıKur'an okur hem dilleri Cennet bağının gülleriKokar Allah deyu deyu. Hep nurdandır

Memleket İsterim, 35 Yaş

Resim
Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. Memleket isterim Ne başta dert ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Memleket isterim Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun; Kış günü herkesin evi barkı olsun. Memleket isterim Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; Olursa bir şikayet ölümden olsun. Yazar : CAHİT SITKI TARANCI OTUZBEŞ YAŞ ŞİİRİ Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan. Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız; Hatırası bile yabancı gelir. Hayata beraber başladığımız, Dostlar

Ezan ve Makamları

Kayalar Köyü İmamı Bahtiyar Hoca'nın okuduğu beş vakit ezandan görüntüler. Ezan makamları: Sabah ezanı Saba, Dilkeşhaveran makamı Öğle ezanı Rast, Hicaz  makamı İkindi ezanı Hicaz makamı Akşam ezanı Evic , Segah makamı Yatsı ezanı Uşşak , Bayati, Neva makamı Cuma ezanı Rast iç ezan Hicaz makamı Sala Hüseyini makamı ve hocanın her perşembe yatsı namazından sonra okuduğu dua . a